Diyarbakırlı Kadın Girişimci | Gamze Cizreli ve Big Chefs

Tüm markalar bir hikaye ile doğar. Kimisinin hikayesinde şans vardır kimisinin hikayesi zahmet vardır. Zahmet dolu marka hikayeleri defalarca kez dibe vurulsa dahi yeniden ayağa kalkıp hayallerin olduğu o sokaktan yürümeyi içerir. Sizin başarı öykünüzün seyri nasıl? Pes etmeyi mi tercih ediyorsunuz yoksa küllerinizden doğmayı mı? 

Gamze Cizreli’nin başarı öyküsü de işte zahmet dolu bir yolculuktan geçti. Girişimcilik hikayesi Ankara’ya dayanan Diyarbakırlı kadın girişimci, Ankara’da doğup büyüdü. Girişimciliğe başlamadan önce Konya’da yaşayan Cizreli üniversite okumak için geri döndüğü Ankara’da muhteşem işlere imza attı. Peki Cizreli, bu yolda neler yaşadı? Girişimcilik hayali kuruyorsunuz Cizreli’nin hayatı size ilham olacak!

Gamze Cizreli’nin Başarı Yolculuğundan Önce Ne Yapıyordu?

Gamze Cizreli kültürünü yaşamayı ve yaşatmayı seven bir kadındır. Tatillerinde, bayramlarda ve boş vakitlerinde memleketi Diyarbakır’da zaman geçirirdi. Orada büyük sofralarda yemekler yerdi ailesiyle. Bu sofralar o kadar büyük olurdu ki kimi zaman 100 kişi bir masanın etrafında olurdu.

Cizreli başarısında memleketinin de katkısı olduğunu sık sık belirtiyor. Çevresindeki herkes kamuda çalışmasını tavsiye ederken, onun aklında asla böyle bir plan yoktu. İçindeki girişimci ruh ve kültüründeki bu kalabalık onun farklı şeyler hayal etmesine sebep oldu. 

Başlarda özel sektörde savunma sanayi projesinde bir işe başladı. Hatta iyi de bir performans gösterdi ve işe başladığı ilk senenin sonlarında mevkisi yükselmeye başladı. Fakat durup düşününce CEO dahi olsa, kendisini tatmin edecek şeyin bu olmadığını keşfetti. 

Gamze Cizreli Nasıl Başardı?

Gamze Cizreli kendisine iyi bir şef olup olmadığı sorulduğunda yemek yemeyi çok sevdiğini, aile genetiğinden dolayı iyi yemek yaptığını ama iddialı olmadığını belirtiyor. Cizreli’yi başarıya götüren şey girişimcilik ruhu esasında. 

İhtiyaca yönelik girişimcilik yapmak, arz talep dengesini kurmanın en kestirme yoludur ve iş hayatı serüveninde başarı merdivenlerini üçer beşer çıkmayı sağlar. Genç kadın girişimcilik yapmaya karar verdiği yıllarda Ankara’da kafe adına hiçbir şey yoktu. Pastaneler vardı yalnızca, bir de Mc Donald’s dahi yeni açılmıştı.

90’lı yıların başında yurt dışı eğitimlerine gitti. Avrupa ülkelerini gördü, oralarda kafeler vardı. Türkiye’de olmayan bu girişimcilik genç Gamze’nin dikkatini çekti. Tam 24 yaşında yeni iş fikirleri kapsamında restoran açmaya karar verdi. Lakin özel sektördeki işini hemen bırakmadı. Çünkü düzenli bir maaşı vardı ve öncelikle hizmet sektörünü öğrenmeliydi. 

Gündüzleri ofisteki işine devam ederken, akşamları bir restoranda hosteslikten tutun, garsonluğa kadar tüm işleri yapmaya başladı. İşi tamamen öğrendikten sonra özel sektördeki işinden ayrıldı, arabasını sattı. Ortağı da parasını ortaya koydu ve Ankara’nın ilk kafesini açtı.

Risk Alarak Bir İlki Gerçekleştirmek!

Ankara’daki Arjantin Caddesini bilirsiniz. Yokuş bir cadde ve yalnızca evler vardı. Cizreli’ye bu caddeden bir şey olmaz diyenlere inat bu yola çıktı ve dükkanı açtı. 1993 senesinde girdiği bu yolculukta pek çok yeniliği Türkiye’ye getirdi aslında. Kafenin duvarlarına duvar kağıdı yapıştırdı, capuccino sattı, cheesecake sattı. Birinci haftanın sonunda dükkan kapısının önünde kuyruklar olmaya başladı. 

Kafenin açılışından bir süre sonra ortağı ile evlendi. Bir tane oğlu oldu. Fakat hem aşk hayatı hem özel hayat hem de iş hayatındaki ortaklık bir süre sonra sorunlara yol açtı. 2006 yılında evliliğini sonlandırdı. Bunun üzerine ikinci girişimcilik dönemine atıldı.

2007 Yılında Big Chefs’i Kurdu

Bütün işler eski ortağında kaldıktan sonra bildiği tek iş olan gıda sektöründen devam etmeye karar verdi. Tabi birkaç ay boyunca depresyon dönemi geçirdi. Sizin de oluyor mu böyle dibe battığınız anlar? Devam etmeden önce bazen durup bir nefes almak, devam ederken daha hızlı koşmanızı sağlar aslında. Gamze Cizreli içinde durum böyle oldu. 

Cizreli’nin yeni bir iş kuracak parası yoktu ama eski işinde büyük bir çevre edinmişti. Bu büyük bir şanstı ama onun en büyük avantajı işi ve sektörü çok iyi biliyordu. Gerçekten tutkuyla bir şeyi istediğinizde elde etmek için ne yapıyorsunuz? Çaba, istikrar ve hayal etme dediğiniz duyulur gibi. Aynen öyle! 

Gamze Cizreli projesine o kadar çok güvendi ki, gözlerindeki pırıltı dahi işine olacak hakimiyeti yansıtıyordu. Bankaya gösterebileceği bir teminat yoktu. Çünkü bir gayrimenkulü bile yoktu. Fakat o dönemde teminatsız banka kredi almayı başarabildi. Bu sayede 2007 yılının Aralık ayında Ankara’da Big Chefs’i açtı.

Neden Restoranın İsmi Big Chefs?

Cizreli’nin İlk işlerini yaparken tanıştığı 3 şef, yeni işini kurma aşamasındayken ona destek oldular. Hatta yeni bir iş kurarsa seve seve onun yanında olacağını ve birlikte çalışabileceklerini söylediler. Bu 3 muhteşem şefin adına bu markayı kurdu. 

3 şef ve Gamze Cizreli oldukça deneyimliydi lakin bir fark yaratmaları gerekiyordu. Çünkü Cizreli’nin girişimcilik anlayışı ihtiyaca yönelik bir girişimde bulunmaktı. O dönemde 24 saat açık iş yerleri yaygın değildi ve bunu işine uyarlamakla başladı. 

Ortaklığın Gücü ile Big Chefs Markası

Gamze Cizreli ortaklığın büyük bir güç ve şans getirdiğine inanan bir girişimcidir. Aldığı kredi yavaş yavaş ödenmeye başladı. Ankara üç tane şube açtıktan sonra dışarıya açılmak istedi. Ankara bir süre sonra yetmedi. Yerel bir marka olan Big Chefs’i ulusak marka yapmanın en iyi yolu İstanbul’a ayak basmaktı. 

İstanbul için araştırma yapmaya başladığı dönemde kafası çok karıştı. Markayı İstanbul’a taşımak demek riski ikiye bölmekti. Yaygın bir fikir olarak “küçük olsun ama benim olsun” anlayışı hakim ülkede. Lakin Gamze Cizreli ilk günden beri büyük olsun ama ben küçük olsam da olur kafasıyla bu yola çıkmıştı. 

Bir gün şans eseri YKM’nin üçüncü kuşağı Saruhan ile yolları kesişti ve İstanbul’da 2009 yılının Kasın ayında Nispetiye Caddesi’nde şube açtılar. Marka İstanbul’da da büyük bir fark yarattı ve muhteşem bir hızla büyümeye devam etti. Sonrasında İzmir’de de şubeler açmaya başlayarak işleri daha da büyüttü. 

Farklı Bir Bakış Açısı ile Merdivenleri Hızlı Tırmanmak!

24 saat açık bir restoran fikri ile çıktığı bu yolda markası 2016 yılına kadar çok hızlı bir büyüme gerçekleştirdi. Cizreli ulusal markadan global bir markaya dönüşümün hayalini kurmaya başladı. İçinizde girişimci bir ruh varsa daima gelişmeyi düşünürsünüz ve bunun için planlar yaparsınız. 

Sizin de daha ileriye taşımak istediğiniz hayalleriniz var mı? O halde Cizreli sizin için muhteşem bir örnek. Pes etmeyen bir kadın olarak ülkesinde başarılı işlere imza attıktan sonra dünyaya açılmaya başlayan bir markadan söz ediliyor! 

Rotayı Yurt Dışına Çevirdi

Suudi Arabistan’da Türk dizilerinin oldukça rağbet gördüğü bir dönemde Türkiye’nin popülaritesi oldukça artmıştı. Dubai’ye giderek orada yerel bir ortak ile ilk yurt dışı şubesini açtı. Her yeni ortak markaya yeni bir ufuk getirir. Çünkü fikir fikirden üstündür. 

Bir elin nesi var iki elin sesi var, deyimini muhakkak duymuşsunuzdur. Sizin bir markanız olsa ortaklık yoluna gitmeyi düşünür müydünüz? Cevabınız hayır ise belki birazdan fikriniz değişebilir. 

Taksim Kapital 2016 senesinde Big Chefs’e ortak oldu. Bu sayede Avrupa’nın kapıları da açılmaya başladı. Frankfurt şubesini de böylelikle açtılar. Hem Arap yarımadası hem Avrupa hem de Türkiye’de büyümeye hızla devam ettiler. Bu şekilde başlayan açılma durumları sonrasında pek çok şubeye eriştiler ve 3000 üzerinde çalışan ile yollarına devam ediyorlar. 

Ortaklık Yapmak Girişimciliğini Destekledi

Sizce bir iş girişimine ortak ile mi başlamalı, yoksa yalnız mı? Ortaklık hayatınızın vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu yalnızca iş için geçerli değildir. Bir kahve içerken bile yanınıza ortak ararsınız. İyi bir yoldaş, yolda olmaktan daha güzel bir şeydir. 

Ortaklık her ne kadar girişimcilerin kafasını kurcalar. Kimisine göre mutlaka ama mutlaka ortaklık olmalıdır, kimisine göre tamamen uzak olunması gereken bir durumdur. İlk olarak bir şey belirtmek gerekir, ortaklığın hem olumlu hem olumsuz yönleri vardır. 

Gamze Cizreli’nin girişimcilik hayatında da hem olumlu hem olumsuz ortaklıkları görebilirsiniz. İlk iş yoldaşı ile evlendikten yıllar sonra işler pek de rayında gitmedi ve boşandıkları için iş ayrımına da gitmeleri gerekti. Gönül bağı kurulmayan ortaklıklarda da bu tip durumlar yaşanabilmektedir. 

Öte yandan stratejik bir hamle ile işleri çok daha iyi bir noktaya taşımak mümkündür. Örneğin YKM’den donanımlı bir iş insanı ile ortaklığa girdikten sonra Cizreli’nin iş seyri tamamıyla farklı bir boyuta ulaştı.